İnsanda Dolaşım Sistemi





Tüm canlı organizmaların yaşayabilmesi için beslenme-boşaltım, solunum yapması gereklidir. Gelişmiş yapılı, büyük vücutlu canlılarda besinlerin ve temiz havanın vücudu yayılmasını, hücrelerde oluşan artıkların boşaltım organlarına ulaştırılmasını sağlayan yapılara dolaşım sistemi denir.






Dolaşım sistemi çiçekli bitkiler, eklem bacaklılar, yumuşakçalar, derisi dikenliler ve omurgalı canlılarda bulunur. Genel olarak tüm sistemlerle ilişkili olan dolaşım sistemi kalp, damarlar ve kan dokusundan oluşur.
İnsanlarda dolaşım sistemi;
  • Sindirilmiş besinleri, su ve mineralleri hücrelere taşıma,
  • Akciğerden alınan oksijeni hücrelere taşıma
  • İç salgı bezlerinin ürettiği hormonları hedef organlara iletme
  • Karaciğerin ürettiği ısıyı tüm vücuda yayma,
  • Hücrelerin ürettiği artık maddeleri böbreğe ve deriye taşıma,
  • Solunum sonucu oluşan karbondioksiti akciğerlere taşıma,
  • Bağışıklık elemanı olan akyuvar ve antikorları vücuda yayma görevlerini yaparlar.

I.                    Dolaşım Sisteminin Yapısı
Kapalı kan dolaşımına sahip olan insanda kalp, atar, toplar, kılcal damarlar ve kan sıvısı dolaşım sistemini oluşturur. Dolaşım sisteminin çalışması istemsiz olup, kalp ve kaslı damarların çalışma düzenini omurilik soğanı ayarlar.

  1. Kalp
Göğüs kafesi içerisinde ve 2 akciğer arasındaki boşlukta bulunur. Etrafını çeviren kemik kafes kalbi, çalışması esnasında korur. Yaklaşık yumruk büyüklüğünde olan bir kalp bir pompa gibi çalışarak kan sıvısının damarlar içerisinde hareketini sağlar.

  1. Kalbin Yapısı
Kalbin üzerinde kalın, esnek ve dayanıklı bir zar (Perikard) bulunur. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı vardır. Bu sıvı kalbin daha rahat çalışmasını sağlar. Kalbin duvarları çizgili (kırmızılı) kaslardan yapılmıştır. Kalp kası ritmik ve hızlı kasılır. Kalbin çalışması esnasında üst bölgesi olan kulakçıklar emici, alt bölgesi olan karıncıklar pompalayıcı bir kuvvet oluşturur.

İnsanlarda kalp iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört gözlüdür. Kalbin sol bölümünde temiz kan, sağ bölümünde ise kirli kan bulunur.

Kalp kaslarının beslenmesini koroner damarlar sağlar. Dört odacıklı olan kalbin üstteki 2 odacığına kulakçık denir. Kulakçıklar toplardamarlarla bağlantılıdır. Alttaki iki odacığına da karıncık denir. Karıncıklar atardamarlar ile bağlantılıdır. Kalpte kulakçıklar ile karıncıklar arasında tek yönlü açılan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar karıncıkların kasılması sırasında kanın geriye dönmesini önler.

12 Aralık 2013 Perşembe Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!

Sigarayı Bırakmanın Yolları


1-) Kendinize inanın ve güvenin. Sigarayı bıraka bileceğinize inanın.Hayatınızda daha önce başardığınız zor işleri düşünün. Sigarayı da bırakabileceğiniz düşünün.

2-) Bu listeyi okuduktan sonra,önerileri kendinize uyarlayın ve sigarayı bırakmak için kendi planınızı yapın.

3-) Sigarayı bırakma sebepleriniz ve bırakmakla kazanacaklarınızı yazın:
     Örnek:Daha uzun yaşamak,kendinizi daha iyi hissetmek ,para biriktirmek, daha iyi kokmak. Sigara içen herkes bunun zararlarını bilir ve bırakmak ister, siz bunu yazılı hale getirin ve her gün okuyun.

4-) Ailenizden ve arkadaşlarınızdan sigarayı bırakma kararınızı desteklemelerini isteyin. Size yardımcı olmalarını ama kesinlikle sizi suçlamaları gerektiğini söyleyin. Sigarayı bıraktığınız ilk günlerde zorlanacağınızı ve size  anlayış göstermelerini rica edin.

5-) Sigarayı bırakmak için bir gün belirleyin. Bugünün yeni hayatınız için bir başlangıç olduğunu düşünün.

6-) Sigarayı bırakmak için bir doktora danışabilirsiniz ve onun yardım ve önerileriniz alabilirsiniz.

7-) Kendinize bir egzersiz programı belirleyin. Spor yaparken sigara içmek aklına gelmeyecektir, üstelik sigara verimli egzersiz yapmanızı engelleyecektir. Spor yapmak stresinizi azaltacak ve sigaranın vücudunuz yıllarca yaptığı zararı tamir etmesine yardımcı olacaktır.
Haftada 3-4 kere, 30-40 dakika spor yapın.

8-) Her gün 3-5 dakika nefes egzersiz yapın. Gözlerinizi kapatın. Burnunuzdan derin nefes alın, nefesinizi birkaç saniye tutun ve çok yavaş bir şekilde ağzınızdan verin. Nefes egzersizini yaparken, her seferinde daha temiz ve daha rahat nefes aldığınızı göreceksiniz.

9-) Birisi size sigara ikram ederse reddedin, kullanmıyorum diyin. Bu sizin kendinize olan güveninizi artıracaktır.

10-) Sigarayı tamamen bırakacağınız güne yaklaştıkça, sigara miktarını azaltın. Her gün kaç adet sigara içeceğinizi planlayın, bu rakamı her gün bir tane azaltın. Her gün başka bir marka sigara alın, bir önceki günden kalan paketi çöpe atın. Sigara paketinizi bir başkasına verin, böylece her sigara içmek istediğinizden ondan istemek zorunda kalacaksınız.

11-) Pek çok sigara tiryakisi, sigarayı yavaş yavaş bırakamayacağını  ancak bir seferde bırakabileceğini düşünür. Herhangi metodun size daha uygun olduğunu karar verin.

12-) Sigarayı bırakmayan isteyen bir arkadaşınız daha varsa bunu yapmak daha kolay olacaktır.Birbirinizi teşvik edici konuşmalar yapın.

13-) Dişlerinizi temizletin ve her zaman temiz tutun.

14-) Sigarayı bıraktıktan sonra kendinize bir ödül verin.

15-) Elinizdeki ve ağzınızdaki boşluk hissini gidermek için bir şey bulun,
       örneğin; su için, sakız çiğneyin, leblebi yiyin vb.




11 Aralık 2013 Çarşamba Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!

Havale Nedir? Ve Önemi



   Çocukluk döneminin en sıkı karşılaşılan hastalığıdır havale,anne babaların bu konuda bilinçli olması önemli çünkü ilk teşhis onlar tarafından gerçekleştiriyor. Belirtileri gözle görülebilir olduğu için anında müdahale çok önemli. Genel olarak 6 ay ve 5 yaş arasında görülen bu hastalık daha çok erkek çocuklarda görülüyor. Havale geçiren çocuklarda tedavi adına geç kalınırsa eğer ciddi rahatsızlıklar ve kalıcı sorunlara meydana gelebiliyor. Ateşli bir hastalıktır ve genellikle bu ateşlenmenin virüs ya da mikrop kaynaklık olduğu belirtiliyor.

  HAVALE'NİN BELİRTİLERİ NELERDİR?


* Yüksek Ateş
Vücudun aniden sararması
Altını ıslatma
Zamansız gerçekleşen nöbetler
* Gözlerin dönmesi
Zamansız uyuklama...
   Bu belirtilerin tümü aynı anda gerçekleşmeyebilir gereken en önemli belirti yüksek ateş.Küçük çocuklar sık sık ateşlenebilir bunu göz ardı etmeyiniz. İlk müdahale çok önemli havaleye neden olan bazı hastalıklar da bu belirtiler arasında.İshal,grip,zatürre gibi rahatsızlıklar bir anda havaleye çevirebilir.

NELER YAPILABİLİR?

  İlk olarak ateşin düşürülmesi çok önemlidir.Ilık bir bezle bu sağlanabilir ya da sirkeli su tedavisi en bilinenidir.Buz torbası ya da  ılık duş çocuğu rahatlatabilir ve ateşin düşmesine yardımcı olur.Doktorlar bu konumda ilaç tedavisine başvurmaktadır. Fitil yada aspirin gibi ateş düşürücü ilaçlar en etkili olanlardır. Ailelerin yapacakları kısıtlıdır,eklem yerlerine buz torbası koymak ve ateşlenen çoğun çok fazla susuz kalmaması önemlidir.38 dereceden daha yüksek ateş söz konusu ise aile direkt olarak doktora başvurmalıdır,evde yapılabilecek müdahaleler kısıtlı ve kesin çözüm olmayabilir




Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!

Terleme Ve Terlemenin Önemi Nedir?Terleme Ne zaman Olur

Terleme,tümüyle istememiz dışında gelişen,metabolizmamızın doğal bir fonksiyondur.
Teleme,tüm sağlıklı insanlarda olması gereken vücudun su, tuz ve ısı dengesini sağlayan fizyolojik bir olaydır.
  Erişkin bir kişide 2-5 milyon arasında değişen ter bezi mevcuttur. Bunların yaklaşık 3 milyon kokusuz,berrak ter salgılayan bezlerin çoğu ayakların tabanı,eller ve yüz bölgesinde bulunur.
  Koyu kıvamlı ve kokulu ter salgılayan ter bezleri ise,koltuk altı ve genital bölge gibi belirli yerlerde bulunur.Bakteriler,bu bölgelerde hızla çoğalır,dolayısı ile salgının kötü kokmasına neden olur.

TERLEMENİN SAĞLIĞIMIZA KATKISI:TERLEMENİN FAYDALARI:
* Ter bezlerinin yaydığı sıvının,vücutta atıldıktan sonra buharlaştığı ve böylece vücudun,aşırı sıcaklarda ısı dengesini korur.Yani,cildi nemlendirilip, vücut ısısını sabitler,
* İnsan vücudundaki üre,ürik asit,tuz ve diğer zararlı maddeler terleme yoluyla dışarı atılır. Vücudun boşaltım sistemine katkıda bulunur.

TERLEME NASIL OLUR?
  Berrak ter salgılayan ter bezlerinden salgılanan sıvı (ter) buharlaşma yoluyla uçarak vücudun soğutulmasına yardım eder.Vücut ısısı beyinin hipotalamus bölgesindeki ısı düzenleme merkezi tarafından kontrol edilir.
  Bu işlem berrak ter salgılayan, ter bezlerinde, ter atılması ve cildin kan akımı düzenlenmesiyle yapılır.
  Bu merkez sadece, vücut sıcaklığına duyarlı feğildir. Duygusal ve fiziksel aktivitelere hormonlar ve içsel ısıyı artıran maddeler de ısı düzenleme merkezini etkiler. Eller ve ayaklardaki ter bezleri birinci olarak duygusal uyarılar(stres,heyecan,kaygı,sinirleme) çalışmasına karşılık, koltuk altı bezleri hem duygusal hemde ısı düzenleme uyarılarıyla çalışır.
  Beyinin ısı düzenleme merkezinden çıkan uyarılar; otonom (istemsiz) sinir sisteminin bir bölümü olan sempatik sinir sistemi tarafından uyarılır.
  Ter sıvısı vücuttan salgılandığı anda asidik karakterdedir ve  kokusuzdur. Bu asidik madde zaman, sıcaklık ve mikro organizmal faaliyet sonucu bazik karekterde olan amonyak dönüşür. Ter kokusu da, bu bazik maddeden kaynaklanmaktadır.

TERLEME NE ZAMAN OLUR?
* Ortam sıklığı yükseldiği,
* Egzersiz, spor, dans gibi fiziksel aktiviteler sırasında,
* Heyecan, korku, utanma ve sıkılma gibi
   Bu durumlarda vücut ısısını sabit tutmak terleme olur



10 Aralık 2013 Salı Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!

Dolaşım Sistemi

  



Canlılar yaşamsal faaliyetlerinin sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar.İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden sağlanır. Canlıların hücrelerinde enerjinin üretilebilmesi için gerekli olan besin ve oksijenin hücrelere taşınması gerekir. Ayrıca hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddelerin de boşaltım sistemi organlarına getirerek vücut dışına atılması gerekir.

Hücreler için gerekli olan besin ve oksijenin hücrelere taşınmasının, hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddelerin boşaltım organlarına ( Akciğer ve Böbreklere) iletilmesinin sağlayan sisteme dolaşım sistemi ( Kalp-Damar) denir.

1-KALP (YÜREK);

Kalp, göğüs boşluğunda, diyaframın üstünde ve iki akciğer arasında,göğüs kemiğinin arkasında,sivri ucu sola yatık durumda, koni şeklinde ve herkesin yumruğu büyüklüğündeki organdır. (Yetişkin kadınlarda 230-280 gr, yetişkin erkeklerde 280-340 gr arasındadır).

A-) Kalbin Görevi:

Kalp,kasılıp gevşeyerek kanın damarlar içinde bütün vücudu dolaşmasını sağlar. Kalp, vücutta pompa görevini görür. Kanı vücuda pompalar ve tekrar toplar.

B-) Kalbin Yapısı:

* Kalp,çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır.
* Kalp,üstte iki kulakçık, alta iki karıncık olmak üzere toplam 4 odacıktan oluşur.
* Kulakçıkların arasında ince, karıncıkların arasında kalın kas tabakası bulunur. (Bu nedenle karıncıklar,kulakçıklardan daha güçlü kasılır ve gevşerler).
* Karıncıklar kulakçıklara göre daha geniştir.
* Kulakçıklar ve karıncıklar arasında, kulakçıklardan karıncıklara kan geçişini sağlayan kapakçıklar bulunur. (Sağ kulakçık ile karıcık arasında üç parça,sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı kapakçık bulunur).
* Kalbin sağı ve solu kaslardan yapılan duvar ile ikiye ayrılmıştır.
* Kalbin sol tarafında temiz kan,sağ tarafında lirli kan bulunur.
* Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara bağlıdır. Bu nedenle kalbe gelen kan kulakçıklarda toplanır.
* Kalpteki kan,karıncıklardan pompalanır, gönderilir.
* Kalbin üzerine örten kalın, esnek ve dayanıklı olan zara kalp zarı (periton) denir. Buzr ile kalp arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasını yardım eder.
* Besin ve oksijen yönünde zengin olan açık renkli kana temiz kan denir.
* Besin ve oksijen yönünde fakir olan kuyu renkli kana kirli kan denir



NOT!:
Canlılar,iskelet sisteminin bulunup bulunmamasına göre omurgalı ve omurgasız hayvanlar olarak iki grupta incelenir.
Omurgasızların çoğunda dolaşım sisteminde açık dolaşım görülür. Açık dolaşımda kılcal damarlar bulunmaz.Kan,atardamarlardan doku boşluklarına bırakılır ve buradan ve  buradan toplar damarlara geçer.
Omurgalılarda, dolaşım sisteminde kapalı dolaşım görülür ve kılcal damarlar bulunur. Kapalı dolaşımda kan doku boşluklarında atardamarlardan kılcal damarlara,kılcal damarlardan da toplardamarlara geçer. Kapalı dolaşımda kan sadece damarlar içinde dolaşır.

1-BALIK :

* Kalpleri iki odacıklıdır.(1 karıncık, 1 kulakçık).
* Kirli kan solungaçlarda temizlenir
* Temiz kan kalbe uğramadığı için kalpte yalnızca kirli kan bulunur.
* Vücutta temiz kan dolaşır ve küçük kan dolaşımı görülmez.

2-KURBAĞALAR :

* Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, 2 kulakçık).
* Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
* Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
* Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.

3-SÜRÜNGENLER :

* Kalpleri üç adacıklıdır. (1 karıncık, 2 kulakçık). (Karıncıkta yarım perde bulunur).
* Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
* Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
* Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.
* TİMSAHLARDA kalp dört odacıklıdır. Karıncıkta tam perde bulunur. Kalpte kirli ve temiz kan karışmaz.  Kan kalpte çıktıktan sonra panizza kanalında karışır. Vücudu temiz ve kirli kan birlikte dolaşır.

4-KUŞLAR :

* Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, 2 kulakçık).
* Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
* Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
* Vücutta temiz kan dolaşır.

5-MEMELİLER :

* Kalpleri dört odacıklıdır.(2 karıncık, 2 kulakçık).
* Kirli kan akciğerde temizlenir.
* Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
* Vücutta temiz kan dolaşır.

                                                         KALBİN ÇALIŞMASI



9 Aralık 2013 Pazartesi Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!

Ağlayan Bebeği Sakinleştirmenin Yolları



   BEBEĞİN HİÇ AĞLAMAMASI HASTALIK GÖSTERGESİ OLABİLİR

   Bebekler için ağlamak gülmekten önce gelir. Yani doğan bir bebek her isteğini ağlayarak ifade edebilir. Bebeğin her ağlaması, mutlaka bir sorun olduğu anlamına gelmez. Bu durum aileyi tedirgin etmekle birlikte;tıbbi açıdan bakıldığında ağlamayan bir bebek iletişim de kurmayan bir bebek anlamına gelir. Örneğin bazı hastalıklarda bebeğin ağlamaya bile gücü olmayabilir. Ciddi bir yeni doğan sarılığı geçiren bebekler görüntüde çok uslu durur ve devamlı uyurlar. Aileler de farkına varmadıkları için bu durum tanı konmasını geciktirebilir.

   ANNE SÜTÜ BEBEĞİ SAKİNLEŞTİRİR 

   0-6 Ay arası bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi uygundur. Bu dönemde özellikle ilk 3 ayda her ağladığında bebeği emzirilmesi hem bebeği sakinleştirir hem de anne sütü üretimi artırır. Anne sütü alan bebeklerde beslenmeye saat düzenlemesi yapılması, ilk 3 ay için uygun değildir. Bebekler 0-3 ay zaten annesi ile kendisini aynı canlı olarak görür, yani farklı bir birey olduğunu farkında değildir. Beslenme ihtiyacı olduğunda da bunu geciktirmek yani her istediğini bebeğinde bebeği emzirmemek bebekte güven sarsıcı bir etki yapar.

   BEBEĞİNİZLE SERT BİR TON VE YÜKSEK SESLE KONUŞMAYIN

   Doğum öncesinde işitme hissi olan bebekler dünyaya geldikten sonra da her şeyi çok net duyabilirler. Ağlayan bir bebekle mutlaka yumuşak bir tonda konuşulmalıdır. Daha önceden alışık olduğu için anne veya babasının sesi, bebek için sakinleştirici etki yapacaktır. Doğum öncesi dinletilen müzikler de doğum sonrası bebekleri rahatlatır, kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı  olur. Tv ve bilgisayar ekranlar ise bebekler üzerine negatif etki yapar. Konuşma ve davranış üzerine de olumsuz etkileri olduğu için 2 yaş sonuna kadar çocukları Tv'den uzak tutmak gerekmektedir.

  YATIŞ POZİSYONU ÖNEMLİ

   Koku duyusu da yeni doğan bebeklerde belirgindir. Ağladığında anne kucağına alındığında anne sütü kokusu duyacak ve aç olmasa bile rahatlama hissedecektir. Bebekler kol ve bacakları ile bir yere temasını ettiklerinde de sakinleşir. Anne karnındakine benzer bir konumda yatırılmaları; yani yüz üstü, başı yan duracak konumda kol ve bacaklar gövdeye çekilmiş halde yatmaları onları sakinleştirir. Ama bu yatış şekli kesinlikle gece önerilmez,"ani beşik ölümü sendromu" yüz üstü yatan bebeklerde daha sık olduğu için, sadece anne uyumuyor ve bebeği gözleyebilecek ortamda bulunuyorsa bebeğini bu şekilde yatırabilir.

   KUCAĞA ALIŞTIRMA MANTIĞI YANLIŞ

   0-6 Ay arası bebekleri ağladıklarında kucağa almaya çekinmek doğru değildir.Bebek ağlayarak iletişim kurmak istemektedir ve kucağa almak ona güvende olduğunu hissettiren en faydalı yoldur. Huzursuz olduğunda kucağa alınan bebeklerle ilgili yapılan çalışmalarda, bu bebeklerin bağışıklık sistemlerinin bile daha iyi çalıştığı gözlenmiştir.

   TEMİZ HAVA BEBEĞE İYİ GELİR

   Arkadaşlar umarım yardımcı olmuşumdur...

7 Aralık 2013 Cumartesi Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!

Kış Aylarında Sağlıklı Beslenme Ve Önerileri



 Kış aylarında terlemenin çok az olduğundan dolayı metabolizma hızı minimum olduğunu belirten ,bu dönemde beslenmeye dikkat edilmezse kilo artışının kaçınılmaz hale geleceğini ifade etti.

  Soğuk havalara karşı bağışıklık sisteminin, hastalıklara karşı kendini korumak için yağ yakımını engellediği
"Kış mevsimini sağlıklı geçirmek için bağışıklık sistemini biraz daha güçlendirmek gerekmektedir.Güçlü bir savunma mekanizmasının temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme yer almakta. Yeterli ve dengeli beslenme, vücudun büyümesi, dokuların yenilenmesi için gerekli olan besin öğelerinin her  birinin yeterli  miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılmasıdır. Bu nedenle, dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en az 3 ana ve 3 ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalıdır. Böylece ihtiyacımız olan protein,karbonhidrat,yağ, vitamin ve mineralleri de almış oluruz."

  Havalarının soğumasıyla birlikte fiziksel aktivite ve aynı zamanda su tüketiminde de azalma gözlendiği vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı yapılması gerektiğini,yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında,metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle her gün en az 2-2,5 Litre su içimine dikkat edilmelidir.

KIŞ AYLARINDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRECEK 10 BESİN

KIŞ AYLARINDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRECEK 10 BESİN
1-BROKOLİ:
İçeriği sulforan maddesi ile antioksidan aktivite gösterir ve bağışıklık sistemini uyarır. C ve E vitamini bir arada içerdiği için bağışıklığı kuvvetlendirir.


2-YAĞLI BALIKLAR:
  Somon, sardalye gibi yağlı balıklar vücutta iltihapları önler. Mikroplarla savaşarak bağışıklığı yükseltir.


3-PORTAKAL:
   C vitaminin en zengin kaynağı, diğer turunçgillerle birlikte kışın en favori meyvelerin başında geliyor.

4-YEŞİL ÇAY:
   En önemli bitkisel antioksidanlardan kateşin ve polifenol içerdiği için immun sistem üzerinde çok etkilidir,        hatta grip virüsünün vücutta yayılmasını önlediği saptanmıştır.

5-YUMURTA.
   A vitamini ve betakarotenden zengin beslenme, iyi kaynaklı protyein alımı ve yeterli çinko almak bağışıklık      sistemini güçlendirmek için başlıca ilkelerdir.İşte bu üç ilkeyi de fazlasıyla içinde barındıran besin                    ise;yumurta!

6-BAL KABAĞI:
   C  ve E vitamini zengini, demir, potasyum gibi mineraller ve antioksidanlar içerir.Bağışıklık sistemininde          görevli hücreleri güçlendirir.

7-TAZE KIRMIZIBİBER:
   İçindeki C vitamini ve Beta karoten gibi vitaminler ve diğer fitokimyasallar,bağışıklık sistemini                        güçlendiriyor.Çok az sebzede olan E vitaminini de içerir.

8-ISPANAK.
   Ispanak bağışıklık sisteminin süper besinlerden...A,B,C,E vitaminleri,kalsiyum,magnezyum hepsi bir arada      bulunur.Enfeksiyonları önleyip,bağışıklığı güçlendirir.

9-DOMATES:
  Domates de bir diğer süper besin serbest radikaller,kalp damar hastalıkları ve kanser ile savaşır.Dikkat         etmeniz gereken nokta;domatesin tüm bu yararlarını görmek için mevsiminde tüketin.

10-YOĞURT:
   Probiyotikler, zararlı bakterileri yok ederek, bağışıklık sistemini güçlendirirler. Aynı zamanda doğal                antibiyotik görevi yapıp bağırsak sistemini korurlar.

Arkadaşlar umarım yardımcı olmuşumdur...









 





6 Aralık 2013 Cuma Devamını Oku Unknown 0 Yorum yapıldı!